...
"düş kırıklıkları istemiyorsan, düşlerini yok etmelisin" dedi birileri. Düşlerin var mı ki? Kim, nerden bilecek içindekileri. Kırılmışlar da yerlere mi dökülmüşler? Süpür gitsin. Üzerine uyumalı perdeleri kapatıp. Çok sevdiğin güneşi bile görmemeli. Çıt çıkaranı kılıçtan geçirmeli. Şeker yerine tatlandırıcı kullan. Gününe tad katan seksen yüz detayın aksini yapıver. İyi gelmeli bu formül. Nasıl olsa geçecek. Pastayı keserken dilek tut derler ya, tut ki tuttun dileği kulpundan, bir sağa bir sola vur , dağılsın, savrulsun. Gör bakalım, dilekler yanına uğrarlar mı bir daha..

7 Comments:
Günaydııın.. Nooldu yaw?
Yoksa sadece edebi bir deneme mi diyelim?
en baba depresyonu kim yaşıyor acaba bloggerlar arasında, bi yarışma mı açsak?
nasıl ölçücez?
Ölçmek mümkün olmasa gerek Ufuk. Parmağımın ucuna batan iğne benim canımı burnuma getiriyorken, biri kendi eliyle yüreğini ateşe vermeye arzulanır. Kimin ki daha acıtır? Yaşadıklarımız kendimize kalacak.
Şöyle bi yöntem öneriyorum.. Dış uyarıcılar olsun.. Mesela, güzel bi yemek.. Gören depresyonluların birkaçı yemeğe odaklanacak mesela.. Onların depresyon miktarı daha az dicez.. Ya da bi müzik parçası çalcaz.. Aynı test yine.. Gibi.. Ama konuların bir portföyü olacak.. O portföy herkes için ortalama bi sonuç verecek..
Ne diyom yaa. Saçmalamayım daha fazla.. Ama sen de yeni entry yap da oraya yorum yazalım..
of, of, of...
Yorum Gönder
<< Home