Grenouille.*

2003 yılında bu roman birini çok etkilemiş ve bana da tavsiye etmişti okumam için fakat kitabı elime almam yıllar sonrayı buldu, tesadüfi olarak bana ulaştı bir akşamüstü vaktinde. Sıradışı bir konu, müthiş bir anlatım. Sayfalar kendine çekiyor okurken ve bir şölen gibi kayboluyorum içinde. Patrick Süskind, gözle görülmeyen ama çok sağlam bir noktadan yakalıyor insanı bu Grenouille adındaki adamla. Kokusu olmayan bir adam, dünyanın tüm kokularının en eşsizinin sahibi olmaya hazırlanıyor, kokulara esir oluyor aynı zamanda. Fakat kendi kokusunu duyamamak ona en büyük zulum ve bu yüzden hayatına son vermekte bir sakınca görmüyor. Ürettiği koku insanlara çok özel bir duyguyu bahşediyor “kendini insanlara sevdirebilme gücü” kokusu bu. Aradığı ve en "en" kokuyu bulmak onda bir tutku haline geliyor ve bunun için gerekeni yapmaktan kaçınmıyor. Muhteşem bir finalle sona eriyor kurgu ve unutulmayacaklar arasında yerini alıyor.
Filmi çevrilmiş ve hatta gösterime girmiş bile. Bizim memlekete ne zaman gelir acaba. Kitaptaki atmosferi sağlamak zor görünüyor gelse bile izlemek isterdim.
*: Kurbağa. (fr.)

3 Comments:
İlginç bir konu. Listeye ekliyorum bu kitabı, teşekkürler..
daha annesi kesmeden once lahana icinde kurt oldugunu biliyordu degil mi?
Aslinda Turkce tercumesi iyi degildir, orijinali daha muhtesemdir... Daha adindan baslamis hata: Orijinal adi koku degil, parfumdur... Sonunu okuyunca isimde yapilan bu hata ne kadar aciga cikiyor degil mi?
Bu arada bir alttaki posting'in nedeni de anlasilmis oldu...
Serefe :))
hala gozumun onundedir sonunda dislerini mahcupca karistiran adamin hayali...
Yorum Gönder
<< Home