Çarşamba, Haziran 14, 2006

Yazılmamış Romana Önsöz..

Aslında herşey boşluğa savrulan bir merhabadan ibaretti. İsteksizce verilen bir selam, beraberinde getireceği tereddütlere, önyargılara, yürek kıvranmalarına, iç hesaplaşmalara gebe olduğu gibi, heyecan ve coşku dolu mutluluk nöbetlerini de taşıyordu. Kahramanımız, şüpheyle yaklaştı kelimelerime, kesik kesik bir kaç cümle, şansımı zorluyordum, üzerine düştüm, gerçeğe taşımak istedim, taviz yoktu, soru işaretleri aramızda gidip geliyordu..Çok bilinmeyenli bir denklemin, yaşam sızılarıyla örselenmiş, derin mutlulukların solmuş izlerini taşıyan, dışarda varolan dünyaya duvarlarını örmüş, inanılması zor bir versiyonu gibiydi..
Bunu nasıl başardığını kendisine sordum, kestirip attı. Konuşmayı değil, yaşamayı seviyordu ve beklemekten sıkılmıştı. Beklediğim davranışları sergileseydi, onu yazmaktan çoktan vazgeçecektim, kendi halinde yaşamıyla buna izin vermedi ve daha diplerine sürükledi..Sakladığı hikayelerini anlatmasını istemek, aptallık olurdu, zaten bunu yapmasına, kalıpları izin vermezdi, onu yaşayacaktım artık, kimbilir belki de o benim kelimelerimde kendini yaşayacaktı.....

2 Comments:

Anonymous Adsız said...

kendi kendinin kahramanı olmak ve bunları en diplerde saklamak...sadece düşünesini değil, yazasını getiriyor insanın ...yazma açlığını kıtlığa dönüştürüyor.

14/6/06 10:55  
Blogger deepness said...

Anonymus, kelimelerin dansına katıl ve kendini onların bütünlüğünde tekrar bul.. Dipsiz bir dünyaya çek zihnini..

15/6/06 09:33  

Yorum Gönder

<< Home